Bir Gün Çok Yedim, Ne Yapmalıyım? Farklı Yaklaşımlarla Çözüm Arayışı Hepimiz zaman zaman kendimizi bir tabak daha tatlı, bir dilim daha pizza alırken buluruz. Ama sonra fark ederiz ki, bir sınırın ötesine geçmişiz ve karnımız tıka basa dolmuş. Böyle bir durumda, “Bir gün çok yedim, ne yapmalıyım?” sorusu aklımıza gelir. Bu sorunun yanıtı, aslında farklı bakış açılarına ve kültürel yaklaşımlara göre değişir. Bu yazımda, hem erkeklerin objektif, veri odaklı bakış açıları hem de kadınların daha duygusal ve toplumsal etkilerle şekillenen yaklaşımlarını karşılaştırarak konuya farklı açılardan bakmayı amaçlıyorum. Bir gün çok yediyseniz, bu yazıyı okuduktan sonra belki de en doğru çözümü…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Ahlat Ağacı Ne Türdür? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış Doğanın sunduğu her şey gibi, ahlat ağacı da bir yaşam biçimi, bir kimlik ve bir kültürdür. Ancak, bu ağacın özellikleri ve kökeni üzerine düşünürken, sadece biyolojik tanımını yapmakla yetinmek yeterli olmayacaktır. Ahlat ağacının türünü ve varlık amacını anlamak, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi dinamiklerle daha derin bir bağ kurmayı gerektirir. Ahlat, yalnızca doğanın bir parçası olmakla kalmaz; kökleri, kültürümüzde derin izler bırakmış ve yaşam tarzlarımız üzerinde etkili olmuştur. Kadınlar, genellikle doğayla kurdukları duygusal bağ üzerinden toplumsal etkilerden bahsederken, erkekler daha çok bu bağın pratik ve…
Yorum BırakKamu Görevlisine Ne Denir? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Kelimenin Gücü ve Anlatıların Dönüştürücü Etkisi Üzerine Bir Edibin Girişi Edebiyat, dilin gücünü keşfetmeye ve kelimelerin insan ruhu üzerindeki dönüştürücü etkisini anlamaya yönelik bir yolculuktur. Her kelime bir hikâye anlatır, her anlatı bir dünyayı şekillendirir. Kelimeler, yalnızca anlam taşımaz; aynı zamanda birer kimlik, birer rol modelidir. “Kamu görevlisine ne denir?” sorusu da, temelde bir kelimenin içeriğini, toplum içindeki yerini ve edebi çağrışımlarını sorgular. Bu yazı, sadece bir unvan meselesi olarak değil, aynı zamanda toplumdaki yeri, işlevi ve anlamı açısından da ele alınacak. Edebiyat, farklı metinlerdeki karakterler üzerinden bireylerin toplumsal rollerini, kimliklerini ve…
Yorum BırakVarlık Yoktur Diyanlar Kimlerdir? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir İnceleme Toplumun dayandığı temel anlayışlar, zaman içinde değişen düşüncelerle şekillenir. Kimileri için, varlık ve gerçeklik, yalnızca somut dünyanın nesneleriyle açıklanabilirken, diğerleri, varlık anlayışının çok daha derin ve soyut bir boyutta var olduğunu savunur. “Varlık yoktur” diyenler, bu soyut perspektifin savunucuları olarak, tüm gerçekliğin bir çeşit sosyal ve kültürel inşa olduğunu savunurlar. Peki, bu bakış açısını toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi dinamiklerle nasıl ilişkilendirebiliriz? Toplumsal Cinsiyet ve Varlık Anlayışı Kadınlar ve erkekler arasında toplumsal rollere dayalı farklılıklar, varlık ve gerçeklik algılarını şekillendirirken, kadınların toplumsal etkiler ve empati…
Yorum BırakKalkan Böcekleri Ne Yer? Edebiyatın Derinliklerinden Bir Doğa Portresi Edebiyat, kelimelerle bir dünya kurma sanatıdır. Yazmak, insan ruhunun en derin köşelerine dokunan bir eylemdir. Fakat, bazen kelimeler sadece insanı değil, doğayı ve onun sessiz sakinlerini de anlamamıza yardımcı olur. Doğayı, insanlık tarihindeki en eski anlatıların dayandığı kaynağa dönüştüren bir perspektife sahip olmak, insanı tüm evrenle bir arada var olma düşüncesine yaklaştırır. Bu yazı, bir böceğin dünyasını, o küçük canlının beslendiği şeyleri, kelimelerin gücüyle değil sadece doğanın saf gerçeğiyle ortaya koyacak. Kalkan böcekleri… Her birinin farklı bir öyküsü vardır, fakat hepsinin paylaştığı bir özellik vardır: doğanın kucaklayıcı biçimindeki yaşam döngüsüne adanmışlıkları.…
Yorum BırakAntep Fıstığının “Antep” Adını Almasının Hikâyesi Merhaba — bu yazıda, mutfağımızın vazgeçilmezlerinden Antep fıstığı’nın isminin neden “Antep” olduğunu, bu adı nasıl kazandığını, tarihî ve toplumsal arka planıyla birlikte keşfe çıkalım. Hem tarihî veriler hem de insanların yaşam öyküleriyle bu lezzetli fıstığın adlandırılması üzerine ilginç bir yolculuğa çıkalım. Antep Fıstığı: Kökenleri ve Yetiştiği Topraklar Antep fıstığının ana vatanı, bugünkü Orta Doğu ve Orta Asya toprakları — özellikle Mezopotamya çevresi olarak kabul ediliyor. Arkeolojik bulgular, antepfıstığının en az M.Ö. 6000–7000’lerden itibaren tüketildiğini gösteriyor. ([Bilgi Sözlüğü][1]) Roma İmparatorluğu döneminde Asya’dan Avrupa’ya taşınan fıstık, Akdeniz ve Orta Doğu mutfaklarıyla birlikte zaman içinde yaygınlaştı. ([Vikipedi][2])…
Yorum BırakLop Lop Et Olsun Ne Demek? Hayat bazen bir yemek tarifine benzer; malzemeler birbirine karışır, dokular farklılaşır, lezzetler bir araya gelir ve sonunda ortaya çıkan sonuç, bir anlam kazanır. Tıpkı yemek gibi, hayatın içinde de “Lop lop et olsun” gibi ifadeler yer alır. Bu basit gibi görünen söz, aslında birçoğumuzun bildiği ama tam olarak ne anlama geldiği üzerine çok fazla düşünmediği bir deyimdir. Bugün, bu deyimi keşfederken, iki farklı bakış açısıyla hayatı nasıl çözümlediğimize dair bir yolculuğa çıkacağız. Aylin ve Caner’in Hikayesi Aylin ve Caner, genç yaşta evlenmiş bir çiftti. Birbirlerini seviyorlar, birbirlerinin eksiklerini tamamlıyorlardı. Aylin, duygusal zekâsı yüksek, ilişkilerine…
Yorum BırakErkekler El Ele Tutuşunca Ne Hisseder? Düşündüren Bir Yolculuk Selam dostlar — haydi birlikte, el ele tutuşmak meselesini biraz derinlemesine düşünelim. Belki bir arkadaş, sevgili ya da sıradan bir tanıdık… Peki erkekler gerçekten el ele tutuşunca ne hissediyor? Bu yazıda hem psikoloji, hem toplumsal algılar hem de insan hikâyeleri üzerinden götüreceğim — siz de kendi düşüncelerinizi yorumlarda paylaşın 🍃 👫 El Ele Tutmanın Kökeni ve Evrenselliği Fiziksel dokunma, insanın en kadim iletişim yollarından biri. Consoling touch (teskin edici dokunma) adı verilen kavram, stres ya da acı anlarında el ele tutuşmanın ya da sarılmanın rahatlatıcı etkisini anlatır. ([Vikipedi][1]) Aslında bu; türümüzün…
Yorum BırakAmip, bira mayası gibi tek hücreli canlılar mitoz ile çoğalır mı? Derin Bir İnceleme Merhaba sevgili arkadaşlar, mikro dünyaya duyduğum merakla bugün sizlerle birlikte ilginç bir soruyu ele alacağım: Amoeba (amip) ya da bira mayası gibi tek hücreli canlılar gerçekten “mitoz” ile mi çoğalıyor? Bu basit gibi görünen sorunun ardında, hücre biyolojisi, evrimsel kökenler ve hatta endüstriyel uygulamalar açısından düşündürücü izler var. Hazırsanız birlikte dalalım. Kökenlere Bakış: Tek Hücreliler ve Çoğalma Yöntemleri Tek hücreli canlılar, temel hayat biçimleri olarak bölünme yoluyla çoğalır. Ancak “mitoz” kelimesi bizde çoğu zaman çok hücreli organizmalardaki hücre bölünmesini çağrıştırır. Örneğin, insan bir deri hücresi ya…
Yorum BırakFatih Kalem Ne Malı? Geçmişten Günümüze Bir Tarihsel Analiz Geçmişe Dönüş: Tarihçinin Gözünden Bir Soru Tarihçi olarak her zaman geçmişin derinliklerine inerken, o eski zamanların şimdiki zamana nasıl dokunduğunu merak etmişimdir. Zamanla kaybolan ama izleri hala hissedilen bu kalıntılar, aslında bizlere çok şey anlatır. Şimdi soruyorum, Fatih Kalem ne malı? Birçok kişi bu soruyu sadece bir kelime ya da bir nesne olarak görürken, benim için bu soru; bir dönemin, bir toplumun ve bir kültürün izlerini taşıyan derin bir sorgulama anlamına gelir. Çünkü her tarihsel nesne, sadece o anın değil, o dönemin toplumsal yapısını, kültürünü, düşünsel değişimini ve geçirdiği dönüşümleri anlatan…
Yorum Bırak